1. | e lem tera | : görmüyor musun, görmedin mi |
2. | enne allâhe | : Allah'ın yaptığını |
3. | yuzcî | : sevkeder |
4. | sehâben | : bulutlar |
5. | summe | : sonra |
6. | yuellifu | : birleştirir |
7. | beynehu | : onun arasını |
8. | summe | : sonra |
9. | yec'alu-hu | : onu kılar, yapar |
10. | rukâmen | : küme küme, küme hali |
11. | fe tera | : böylece görürsün |
12. | el vedka | : yağmur |
13. | yahrucu | : çıkar |
14. | min hılâli-hi | : onun arasından |
15. | ve yunezzilu | : ve indirir |
16. | min es semâi | : semadan |
17. | min cibâlin | : (dağlardan) bir dağ |
18. | fî-hâ | : onun içinde |
19. | min beredin | : buzdan, doludan |
20. | fe yusîbu | : böylece isabet ettirir |
21. | bi-hi | : onu |
22. | men | : kimse |
23. | yeşâu | : diler |
24. | ve yasrifu-hu | : ve onu çevirir, uzaklaştırır |
25. | an men | : o kimseden |
26. | yeşâu | : diler |
27. | yekâdu | : neredeyse, az kalsın |
28. | senâ | : ışık, parıltı |
29. | berkı-hi | : onun şimşeği |
30. | yezhebu | : giderir |
31. | bi el ebsâri | : görmeyi |