TALÂK Suresi 3. ayeti dinle
  • 65/TALÂK - 3

وَيَرْزُقْهُ مِنْ حَيْثُ لَا يَحْتَسِبُ ۚ وَمَنْ يَتَوَكَّلْ عَلَى اللَّهِ فَهُوَ حَسْبُهُ ۚ إِنَّ اللَّهَ بَالِغُ أَمْرِهِ ۚ قَدْ جَعَلَ اللَّهُ لِكُلِّ شَيْءٍ قَدْرًا
Ve yerzukhu min haysu lâ yahtesib(yahtesibu), ve men yetevekkel alâllâhi fe huve hasbuh(hasbuhu), innallâhe bâligu emrih(emrihî), kad cealallâhu li kulli şey’in kadrâ(kadren).
Ve hesap etmediği (aklına gelmeyen) bir yerden onu rızıklandırır. Kim Allah’a tevekkül ederse, artık ona O (Allah) kâfidir. Muhakkak ki Allah, emrini (işini) yerine getirendir. Allah herşey için bir kader tayin etmiştir.

1.ve yerzuk-hu: ve onu rızıklandırır
2.min haysu: yerden
3.lâ yahtesibu: hesaba katmadı
4.ve men: ve kim
5.yetevekkel: tevekkül eder
6.alâ allâhi: Allah'a
7.fe huve: o zaman o
8.hasbu-hu: ona yeter, kâfidir
9.inne: muhakkak
10.allâhe: Allah
11.bâligu: gerçekleştirir
12.emri-hî: kendi emrini
13.kad: olmuştur
14.ceale: kıldı, yaptı
15.allâhu: Allah
16.li: için
17.kulli: her
18.şey'in: şey
19.kadren: kader, ölçü, miktar


AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm
Allah bir evvelki âyetteki ruhun vücuttan ayrılmasından sonra, o kişiyi mürşidine ulaştırarak tâbî olmasını sağlar. Tâbiiyet sırasında ruh vücuttan ayrılarak Allah'a doğru yola çıkar. Yani Devrin İmamı'nın Dergâhı'na ulaşır. Kişi zikir yaptıkça Allah'ın katından gelen rahmet, fazl ve salâvât isimli nurlar nefsin kalbine ulaşır ve kalbi doldurmaya başlar. Bu, Allah'ın ruhu Kendisine ulaştırmak üzere nefsi nurlarla rızıklandırmasıdır. Bunun için Allah'a tevekkül etmek yani Allah'a ulaşmayı dileyerek Allah'ı kendisine vekil kılmak gerekir. Allah, kim Kendisine ulaşmayı dilerse onu Kendisine mutlaka ulaştıracağını garanti ediyor.

42/ŞÛRÂ-13: Şerea lekum mined dîni mâ vassâ bihî nûhan vellezî evhaynâ ileyke ve mâ vassaynâ bihî ibrâhîme ve mûsâ ve îsâ, en ekîmûd dîne ve lâ teteferrakû fîhi, kebure alâl muşrikîne mâ ted’ûhum ileyhi, allâhu yectebî ileyhi men yeşâu ve yehdî ileyhi men yunîb(yunîbu).
(Allah) dînde, onunla Hz. Nuh’a vasiyet ettiği (farz kıldığı) şeyi (şeriati); “Dîni ikame edin (ayakta, hayatta tutun) ve onda (dînde) fırkalara ayrılmayın.” diye Hz. İbrâhîm’e, Hz. Musa’ya ve Hz. İsa’ya vasiyet ettiğimiz şeyi Sana da vahyederek, size de şeriat kıldı. Senin onları, kendisine çağırdığın şey (Allah’a ulaşmayı dileme) müşriklere zor geldi. Allah, dilediğini Kendisine seçer ve O’na yöneleni, Kendisine ulaştırır (ruhunu hayatta iken Kendisine ulaştırır).
13/RA'D-27: Ve yekûlullezîne keferû lev lâ unzile aleyhi âyetun min rabbihi, kul innallâhe yudillu men yeşâu ve yehdî ileyhi men enâb(enâbe).
Ve kâfirler: “Ona, Rabbinden bir âyet (mucize) indirilse olmaz mı?” derler. De ki: “Muhakkak ki Allah, dilediği kimseyi dalâlette bırakır ve O’na yönelen kimseyi Kendine ulaştırır (hidayete erdirir).”