1. | e fe tatmeûne | : umuyor musunuz |
2. | en yu'minû | : inanmaları |
3. | lekum | : size |
4. | ve kad kâne | : ve olmuştu |
5. | ferîkun | : bir fırka, bir grup |
6. | min-hum | : onlardan |
7. | yesmeûne | : işitirler |
8. | kelâm | : kelâm, söz |
9. | allâhi | : Allah |
10. | summe | : sonra |
11. | yuharrifûne-hu | : onu tahrif ederler, değiştirirler |
12. | min ba'di | : sonradan, ondan sonra |
13. | mâ | : şey |
14. | akalû-hu | : onu akıl ettiler, onu anladılar |
15. | ve hum | : ve onlar |
16. | ya'lemûne | : biliyorlar |
AÇIKLAMABismillâhirrahmânirrahîmTahrif müessesesi iki tarzda teşekkül eder:
- Mukaddes kitaplardaki kelimeler doğrudan doğruya şeytan tarafından değiştirilir. Bu, kitapların değiştirilmesi yoluyla tahriftir. Tahrif edilmiş kitapta birçok âyetin gerçek anlamı kaybolmuştur. Şeytanın istediği biçimde anlam verilebilecek hususlar ortaya çıkmıştır.
- Kitaplar değiştirilmeden yapılan tahriftir. Bu, mânâyı tahrif etmektir.
Bugün elde kalan mukaddes kitaplardan Hz. Musa'ya indirilen Tevrat'ı, Hz. İsa'ya indirilen İncil'i, iblis birçok değişiklikler yaparak tahrif etmeyi başarmıştır. Kur'â-n-ı Kerim 14 asır evvel indirildiği haliyle aynen duruyor, hiçbir şeyi değiştirilememiştir. ve başka kitaplardaki yazılı metinleri tahrif etmeyi başaran iblis, Kur'ân-ı Kerim'e dokunamamıştır.
Çünkü Allahû Tealâ diyor ki:
15/HİCR-9:
İnnâ nahnu nezzelnâz zikre ve innâ lehu le hâfizûn(hâfizûne). Muhakkak ki zikri (Kur'ân-ı Kerim’i), Biz indirdik. O'nun koruyucuları (da) mutlaka Biziz.
Şeytan âyetleri aynı bırakarak, tatbikatı değiştirmiştir. âyetleri insanlara unutturmuş ve insanların hayatlarına tatbik etmedikleri, kitap üzerine yazılı kayıtlardan ibaret bıraktırmıştır. Ve ne yazık ki başarmıştır. Kur'ân-ı Kerim'in âyetlerinde, kelimelerinde, harflerinde hiçbir tahrifat yapamamıştır. Buna karşılık şeytan tatbikatı öylesine maharetle, öylesine sinsice değiştirmiştir ki bugün, tatbik edilen, İslâm'ın kaidelerine uyan insanların artık cennet saadetine de dünya saadetine de ulaşmaları mümkün değildir (kâğıt üzerinde olmayan tahrifat).
Tatbikatı tahrif etmek yani hedefinden saptırmak, tatbikatı insanları cennet ve dünya saadetine ulaştıracak olan hüviyetinden uzaklaştırmak ve farklı bir hüviyete sokmak. Bir kısmını tamamen unutturmak, bir kısmını yozlaştırmak, şeklini değiştirmek. Kur'ân-ı Kerim hakikatlerini, özellikle teslimleri gizleyen ve yalanlayan insanları Allahû Tealâ cezalandıracaktır. Çünkü bunların hepsi tahrif müessesesinin içine girer.
İşte böyle bir dizaynda insanlar, şeytanla yaptıkları işbirliği sonucu şeytanın beyinlerini yıkamasıyla kendilerini Allah'ın yolundan saptıracak olan, Kur'ân-ı Kerim'e hiç uymayan şeyleri tatbik etmeye başlamışlardır. Allah'ın emrettiği mürşidi, Allah'a ulaşmayı dilemeyi, teslimleri kabul etmemişlerdir. Böylece Allah'ın âyetlerini bile bile tahrif etmişlerdir.