A'RÂF Suresi 25. ayeti dinle
  • 7/A'RÂF - 25

قَالَ فِيهَا تَحْيَوْنَ وَفِيهَا تَمُوتُونَ وَمِنْهَا تُخْرَجُونَ
Kâle fîhâ tahyevne ve fîhâ temûtûne ve minhâ tuhracûn(tuhracûne).
Allahû Tealâ: “Orada yaşarsınız ve orada ölürsünüz ve oradan çıkarılırsınız.” buyurdu.

1.kâle: dedi
2.fî-hâ: orada (yeryüzünde)
3.tahyevne: yaşarsınız (hayy olursunuz)
4.ve: ve
5.fî hâ: orada
6.temûtûne: ölürsünüz
7.ve min-hâ: ve oradan
8.tuhracûne: çıkarılırsınız


AÇIKLAMA

Bismillâhirrahmânirrahîm
Allahû Tealâ, Hz. Âdem ile Havva Anamız'a hayat vermiş ve orada yaşamalarını istemiştir. İnsanlar için "orada doğmak" söz konusudur. Hepimiz dünya adı verilen bu gezegende doğduk. Allahû Tealâ, bizlere hayat vermeleri için Âdem (a.s)'la Havva Anamız'ı bu gezegene göndermiştir. Onlar için burada doğmak, yaşamak; bizim için de doğduktan sonra burada yaşamak ve ölmek söz konusudur. Kıyâmet günü ise bu dünyada dirilerek mahşer meydanına çıkarılmak bu âyette ifade edilmiştir.

Allahû Tealâ büyük patlamayla kâinatı yarattı. Kâinatın her noktasına enerji partiküllerini (nötrino), bir saniyeden daha kısa (sonsuz hızla) bir zamanda gönderdi. Vardıkları yerde sağ ve sol spinli herbir çift nötrinodan bir çift elektron, herbir çift karşıt nötrinodan da sağ ve sol spinli karşıt elektronları vücuda getirdi. Enerji, kâinatın vücuda getirilmesinde maddeye dönüştü. Ve kâinat böylece kuruldu. Allahû Tealâ, vücuda gelen gezegenlere itiş enerjisi verdi. Herbirisi belli bir sabite etrafında dönmeye başladılar. Ve herbirinin ait oldukları ayrı bir felek vardı. (Hep beraber dönmekte oldukları bir bütün.)

Allahû Tealâ'nın bütün gezegenlere verdiği itiş enerjisi, onları hâlâ birbirinden uzaklaştırmaktadır. Yani kâinat hâlâ büyümektedir. Ve kıyâmet gününe kadar da bu büyüme devam edecektir.

Kıyâmet günü, itiş enerjisi sona erer. Bu, geçmişten geleceğe doğru akan zamanın durma noktasıdır. Kıyâmet o gün vücuda gelir. Kâinattaki büyüme durur. O anda sur'a üfürülür ve gravitasyon başlar. Çekimin gerektirdiği büyük bir hızla, hareket durduğu için kütlelerin çekimi başlar. Büyük kütleler, küçük kütleleri kendilerine çekmeye başlar. Bu noktada yeni bir olay başlamıştır. Ve kâinat giderek küçülür, küçülür, küçülür. Bütün uzaylar yok olduğu zaman, kâinat tekrar, yerler ve göklerin birarada olduğu bir noktaya dönüşür.

Kâinatı oluşturan tek bir noktadan, kâinatın her tarafına dağılan sistemde, bir noktadan ayrılan ve uzaklaşan partiküller söz konusudur. Bu, zamanı başlatır. Geçmişten geleceğe doğru uzayan bir zamanı hepimiz yaşamaktayız. Sonra zaman durur. Geçmişten geleceğe doğru ilerlemez. Çünkü zamanı başlatan ve devam ettiren olay (ayrılma ve uzaklaşma) bitmiştir. O noktaya geri dönüş başlamıştır.

Öyleyse zaman da aslına rücu eder, başlangıç noktasına geri döner. Zamanın geriye dönmesi anında, kıyâmetten evvelki devrede yaşayanlar zaten ölmüşlerdir. Kıyâmet günü hayatta olanlarsa, sur'a birinci üfürülüşte öldürülür. Böylece herkes birinci ölümü yaşamış olur. Kıyâmet günü yaşayanlardan başlamak üzere zaman geriye doğru hareket eder. Geriye doğru giderken evvela kıyâmet günü hayatta olanlar tekrar hayata getirilir. Ölümleri daha gerilere doğru gidenlere zaman ulaştığında, onlar zaten hayattalar. Oradan İndi İlâhi'ye doğru yola çıkarlar.

Aslında ölmüşler, mezarlarındalar ama mezarlarına girmeden evvelki noktaya zaman ulaştığında onlar, canlı oldukları için mezardan Allahû Tealâ'ya doğru yükselme başlar. Yani zamanın geri dönmesi ile mezara nasıl konulurlarsa aynı şekilde geriye alınma ve hayata geri dönüş söz konusudur.

İşte insanların bulundukları bu noktada artık yerçekimi kuvveti kalmaz. Allah'ın İndi İlâhi'sinin çok uzağında olmayan o sonsuz mahşer meydanında Allahû Tealâ'nın çekim gücü vardır. Büyük kütlelerin küçük kütleleri çekmesi sebebiyle bütün insanlar, oraya doğru yükselirler. Kendi gezegenleri, başka bir gezegen veya bir sabite tarafından çekilirken onları çeken kuvvet Mahşer Meydanı'ndaki çekim gücüdür. Ve böylece oraya ulaşırlar.

Öyleyse bir ihraç olayı vardır. Mezarlarına nasıl girdilerse, ithal oldularsa, mezarlarından öyle ihraç olunurlar. Zaman çok hızla geriye doğru gittiği için mezardan çıkma, canlı olduğu noktaya geri dönme, birkaç saniye içinde cereyan eder.

Böylece mezarlardan Allah'ın katına, Mahşer Meydanı'na ihraç, çıkış, huruç, miraç, yükselme söz konusudur. Buradaki ifade, ayrılma istikametinde mezardan çıkış ve birkaç saniye içinde hayata geri dönüştür. Çünkü zaman, o zamana kadar onların hayatta olduğu devreye ulaşır. Çok hızlı bir geri dönüş söz konusudur. Böylece en son ölen kişiden başlamak üzere ilk ölenlere kadar Âdem (a.s) devrinde yaşayıp da, onun oğullarından ilk ölenlere kadar gelir. Hz. Âdem 1200 senelik bir ömür yaşamıştır. Oğulları arasındaysa bu ömrü yaşayamadan öldürülenler, ölenler vardır. Âdem (a.s), oğulları ve kızları en son ihraç edilirler.

İndi İlâhi'den evvel Mahşer Meydanı'nda toplanılması...

Sur'a ikinci üfürülüş, ikinci defa ölüm...

Sur'a üçüncü üfürülüş, sonsuz hayata geri dönüş...

Enerji bedenlerin oluşması...

Önce cehenneme giriş...

Sonra cennete girecek olanların cehennemden çıkıp, cennetlere dağılışı...

İşte kıyâmet gününün bütünü budur. Allahû Tealâ'nın İndi İlâhi'sine kıyâmet günü bütün ölenler ulaşacaklardır. Ve kıyâmet günü, zamanın bütünü geçecektir. Buradaki çıkarılış ve ihraç olunuştan Allahû Tealâ'nın muradı budur.